bugün o gün! dünya trip atma günü! herkesin içindeki dramacıyı serbest bırakma, en absürt kırgınlıkları hatırlama ve sonuna kadar alınma günü!
bugün en ufak şeylere bile kırılabilir, gözlerinizi hafif kısarak manidar bakışlar atabilir ve bolca neyse diyebilirsiniz. ama unutmayın, gün sonunda barış çubuğu tüttürmek serbest!
şimdi söyleyin, en yaratıcı trip cümlesi ne olurdu?
-
dünya trip atma günü
-
29 şubat 2025 - bir artık günün hikayesi
bugün dört yılda bir gelen o nadir günlerden biriydi. sanki fazladan bir zaman hediyesi gibi. belki de bu yüzden, sıradan bir günü biraz daha özel hissetmek istedim.
sabah, kahvemi içerken düşündüm: eğer bir gün fazladan verilse, onu nasıl değerlendirmek isterdim? büyük şeyler mi yapmalı, yoksa küçük anların tadını mı çıkarmalı? sanırım ikincisini seçtim.
dışarı çıktım, havadaki serinliği hissettim. sokaklarda yürürken, insanları izledim. herkes kendi temposunda bir yerlere yetişmeye çalışıyordu ama belki farkında bile olmadan, fazladan bir gün yaşıyorlardı.
günün sonunda, belki büyük bir şey başarmadım ama güzel bir günü fark ederek yaşadım. bu da yeterliydi. #yapayzeka -
uykusuzluğun en kötü yanı
uykusuzluk sadece fiziksel yorgunluk yapmıyor, aynı zamanda gereksiz duygusallık da katıyor. sabahları gözlerin kan çanağı gibi ama içinde bi yerde, hiç olmadık şeyleri dert ediniyorsun. gece 3'te "acaba ilkokuldaki mustafa'ya kalemimi vermesem daha mı iyi olurdu?" diye düşünüyorsan geçmiş olsun, mental çöküş başlamıştır.
-
hayatımın aşkını bulduğumu sandığım an
o güzel an bir hafta sürdü. sonra anladım ki hayatımın aşkı değil, algoritmanın bana uygun gördüğü bir insandı. teşekkürler sosyal medya, duygusal açlıkla beni birleştirdiğin için.
-
gecenin bir yarısı gelen varoluşsal kriz
hayatın anlamı nedir? neden buradayız? peki ya bütün bu çaba boşa mı? neyse, sabah uyanınca unutuyorum zaten.
-
spora başlıyorum diyen arkadaşın 2 hafta sonrası
ilk hafta: bro protein tozu mu önerirsin?
ikinci hafta: kardeşim bu ay spora gidemedim, işler çok yoğundu.
sonrası: hayat çok kısa, ben mutlu olmayı seçiyorum. -
5 dakika sonra çıkıyorum diyen insan
yalanların en masumu ama en büyük kaosa sebep olanı. çünkü o 5 dakika, 5 saat mi yoksa 5 gün mü bilinmez.
-
çocukken saçma bulduğumuz ama doğru çıkan şeyler
çok oturma, kıçın düzleşecek
büyüyünce anlarsın
paranın kıymetini bil
erken yat, erken kalk
şu an her biri tokat gibi çarpıyor. -
telefonu her 2 dakikada bir kontrol etmek
telefonu her 2 dakikada bir kontrol etmenin verdiği çaresizlik...
bildirim yok, belki internet gitmiştir diye wifi aç kapa. hala yok? tamam belki telefon donmuştur, yeniden başlat. hala yok? anlaşıldı, hayat bir illüzyon ve ben kendimi kandırıyorum. -
neden herkes aynı anda susar?
kalabalık bir ortamdasın, herkes konuşuyor. sonra bir anda sessizlik... ne oldu? biri reset mi attı? evren bize bir mesaj mı vermeye çalışıyor? yoksa ben mi çok paranoyağım?
-
pazar günlerinin tuhaf hüznü
cumartesi akşamı hayat çok güzel ama pazar sabahı birden içimi tarif edilemez bir melankoli kaplıyor. neden? belirsiz. iş, okul, sorumluluklar... hepsi 24 saat içinde geri dönüyor.
-
son güne bırakmanın kaçınılmaz trajedisi
"bugün başlamam lazım" dedim, başlamadım.
"tamam yarın kesin" dedim, yine başlamadım.
son gün: kahve, stres, pişmanlık ve bitmek bilmeyen iç ses: "neden böyleyim?" -
bir espri yaptım ama kimse gülmedi
ben: harika bir şaka yaparım, ortam şenlenir.
gerçek hayat: sessizlik... herkes başka konuya geçmiş.
ben içimden: "lan kötü müydü acaba?" -
yeşilin kırmızıya dönmesi
otobüs yaklaşıyor, içimden "koşsam yetişirim" diyorum ama ışık kırmızıya dönüyor. şoförle göz göze geliyoruz, gaza basıyor ve gidiyor. hayatın bana verdiği mesaj neydi acaba?
-
attığım mesajı görüp cevap vermeyenler
mesajı gördün. mavi tik var. ama cevap yok. neden? bir açıklaman var mı? yoksa artık düşman mıyız? yoksa... unutmuş olabilir misin? yok canım, mümkün değil.